Yıllar sonra, “evde kalma günleri” diye anlatabilecek bir ömrümüz olacak ise eğer, biz “evde kalma” günlerinden önce marketlerde hiç tanımadığımız insanlarla ayaküstü sohbet eder; her türlü vesile ile maçlar, kına geceleri, düğünler, mevlitler, altın günleri, doğum günü partileri, siyasi parti, sivil toplum organizasyonları ile bir araya gelirdik diye anlatacağız. “Sosyal mesafe”nin içine doğmuş çocuklar yüzümüze korku ve tiksinti ile bakacak belki... Nasıl yani diyecekler .
Sosyal medyada hiç tanımadığımız insanlarla, incir çekirdeğini doldurmayacak mevzular üzerinden kavgaya tutuşur, saatlerce tartışırdık diyeceğiz. Hiç anlam veremeyecek bizi dinleyenler. Ne gerek var ki böyle bir şeye der gibi bakacaklar.
Bu her şeye rağmen senaryonun güzel yüzü.
Belki de bizi dinleyen hiç kimse olmayacak.

Yorumlar

Popüler Yayınlar